21. EBU UBEYDE B. EL-CERAAH R.A.'IN MENKIBELERİ
MUS’AB
BİN UMEYR R.A. HAKKINDA BİLGİ SAYFANIN ALTINDA
حدثنا عمرو
بن علي: حدثنا
عبد الأعلى:
حدثنا خالد،
عن أبي قلابة
قال: حدثني
أنس بن مالك:
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال: (إن
لكل أمة
أمينا، وإن
أميننا،
أيتها الأمة،
أبو عبيدة بن
الجراح).
[-3744-] Enes b. Malik r.a.'den rivayete göre Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
"Şüphesiz her ümmetin bir emini vardır ve elbette bizim
eminimiz de -ey ümmet- Ebu Ubeyde b. el-Cerrah'tır."
Bu Hadis 4282 ve 7255 numara ile gelecektir.
حدثنا مسلم
بن إبراهيم:
حدثنا شعبة،
عن أبي إسحاق،
عن صلة، عن
حذيفة رضي
الله عنه قال:
قال
النبي صلى الله
عليه وسلم
لأهل نجران:
(لأبعثن - يعني -
عليكم أمينا،
حق أمين).
فأشرف
أصحابه، فبعث
أبا عبيدة رضي
الله عنه.
[-3745-] Huzeyfe r.a. dedi ki: "Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem Necranlılara dedi ki:
Ben üzerinize gerçekten emin mi emin birisini göndereceğim.
Ashabı(nın her biri kendi adına) ümitlendi. O da Ebu Ubeyde r.a.'ı
gönderdi."
Bu Hadis 4380,4381 ve 7254 numara ile gelecektir.
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Ebu Ubeyde b. el-Cerdıh'ın menkıbeleri" Ebu Ubeyde'nin
adı Amir b. Abdullah b. el-Cerrah b. Hilal b. Uheyb b. Dabbe b. el-Haris b.
Fihr b. Malik'dir. [Nesebi Nebi sallalliihu aleyhi ve sellem ile Fihr b.
Malik'de birleşmektedir.]425 İkisi arasındaki Ata sayısı beş ata ile farklılık arzetmektedir. Bu durumda Ebu
Ubeyde sayı bakımından Abd-i Menaf derecesindedir.
"Şüphesiz her ümmetin bir emini vardır ve elbette bizim
eminimiz -ey ümmet-" Emin, güvenilir, kabul edilen, beğenilen kimse
demektir. Bu nitelik her ne kadar onunla diğerleri arasında ortak ise de,
ifadenin akışı onun bu hususta daha ileri derecede olduğu izlenimini
vermektedir. Fakat Nebi sallalliihu aleyhi ve sellem büyüklerin her birisine
özelolarak bir fazileti tahsis etmiş ve o kimseyi o fazilet ile
nitelendirmiştir. Böylelikle onun bu niteliği ile diğerlerinden daha ileri
olduğunu göstermiş olmaktadır. Haya ile Osman'ı, hakimlik kudreti ile Ali'yi ve
benzerlerini nitelendirmesi gibi.
"Necranlılar": Yemen'e yakın bir belde halkıdır. İbn
Sa'd, bunların Nebi sallalliihu aleyhi ve sellem'in huzuruna dokuzuncu yılda
heyet olarak gelmiş olduklarını belirtmekte ve heyette bulunanların isimlerini
vermiş bulunmaktadır. İleride buna dair geniş açıklamalar yüce Allah'ın izniyle
Meğazi bölümünün sonlarında, musannıfın bunu zikrettiği yerde gelecektir.
Enes yoluyla gelen hadisin Müslim'deki rivayetinde şu ifadelerde
yer almaktadır: "Yemen ahalisi Nebi sallalliihu aleyhi ve sellem'in yanına
geldiler ve, bizimle birlikte bize sünneti ve İslamı öğretecek bir adam gönder,
dediler. O da Ebu Ubeyde'nin elinden tutarak: İşte bu, bu ümmetin eminidir,
diye buyurdu."
"Nebiin ashabı (kendi adlarına) ümitlendiler" ifadesi,
Müslim'in ve elİsmaill'nin rivayetinde şu şekildedir: "Resulullah
sallalliihu aleyhi ve sellem'in ashabı ben olurum diye ümit ettiler." Yani
valiliği beklediler ve sözü geçen vasıf olan emaneti elde etme arzusu ile onu
istediler. Yoksa bizatihi valiliği valilik olduğu için istemediler. Doğrusunu
en iyi bilen Allah'tır.
MUS'AB B. UMEYR'E DAİR
AÇIKLAMA : (bu bab'ın numarası yok) "Mus'ab b. Umeyr" b. Haşim b.
Abdu'd-Dar b. Abdi Menaf "a dair." Ebu Zerr el-Herevı'nin rivayeti
dışında bu şekildedir. Bunun için bir boşluk bırakmış gibidir. Zaten Cenaiz
bölümünde, şehit düştüğü zaman onu sarmak için kefen bulunmadığına dair
açıklamalar zikr edilirken faziletlerine ait bazı hususlar da geçmiş
bulunmaktadır.